Adaların İncisi Büyükada
Prens Ada’larının en büyüğü olan Büyükada’nın yüzölçümü 5,4 km2’dir. Nüfusu 7,500 civarında olan ada, yazlık bir yerleşim yeri olduğundan dolayı yaz aylarında bu rakam 4-5 katına çıkmaktadır.
Maltepe sahiline olan uzaklığı 2,3 kilometredir. Güneyinde ve kuzeyinde bulunan iki tepeden oluşan Büyükada, güney cephesinde 203 metre yükseklikteki Yücetepe’ye, kuzeyinde ise 164 metrelik Manastır tepesine sahiplik etmektedir. Adanın bitki örtüsü iğne yapraklı ormanların yer örtüsü ile Akdeniz makisi’ dir. Adanın ormanlık alanlarını kızılçaml
Büyükada’nın batı kesiminde 100 metre genişliğinde olan Dil burnu yer alır. Güney bölgesinde Yörükali, kuzey bölgesinde ise Nizam koyu bulunurken, Adanın doğu kesiminde de Karacabey koyu yer almaktadır.
Dil burnu bölgesi adanın en can alıcı ve güzel bölgelerinden biridir. Mesirelerden dolayı Dil Burnu’na olan ilgi her zaman daha büyüktür. Sahilinden başlayarak 20-30 metre açıklara dek sığ olan plaj, kum ve çakıl örtülüdür. Adanın beş önemli plajı bulunmaktadır. Bunlar, Kumsal Plajı, Naki bey Plajı, Prenses Plajı, Yörükali Plajı ve Eskibağ Plajı’dır
Büyükada Tarihi ve Tarihçesi
Büyükada hakkında Bizans dönemi öncesine ait çok fazla bilgi yoktur. En belirgin ve önemli bulgu 1930′ lu yıllarda Rum Ortodoks mezarlığında bulunan büyük İskender’in babası Makedonya kralı 2. Filip’ e ait 207 sikkeden oluşan definedir. Günümüzde ise bu sikkeler İstanbul arkeoloji müzesinde yer almaktadır.
Büyükada diğer adalarla beraber yaklaşık olarak Bizans döneminde 700 yıllık hapishane ve manastırlarıyla öne çıkmıştır. Bizans döneminde çıkan taht kavgaları, dini ve siyasi anlaşmazlıklar sebebi ile prensesler, prensler ve din adamlarının sürgüne gönderildiği ada olma özelliğine sahiptir.
İstanbul’un fethinden yaklaşık iki ay önce Baltaoğlu Süleyman Bey bir donanma ile bütün adaları fetih etmiştir. Türklerin adaları alması ile huzur ve sükun adaya yerleşmiştir. Yerli halk, balıkçılık ve çiftçilik ile uğraşırken manastır ve kiliselerdeki kesişler ise el yazması kitapları ve dini eserleri çoğaltarak geçimlerini sağlamıştır.
1846 yılında, küçük gemilerin Adalara sefer düzenlemeye başlaması ile Türk ’lerin Ada’ya yavaş yavaş yerleştiği görülmüştür. 1875 yılında daha büyük gemilerin seferleri ile düzenli seferler sağlanmıştır. Bu seferler neticesinde ada nüfusu düzenli olarak artışa geçmiştir. Zengin kesimin yaptırmış olduğu binalar kiliseler, camiler, oteller ve köşkler gibi yapıtlar günümüzde tarihi yapıtlar olarak değer kazanmıştır. 1984 yılında sit alanı olarak kabul edilen Büyükada İstanbul’un en nadide yerlerinden olma özelliğini göstermiştir.
Büyükada Tarihi Yapılar ve Eserler
Büyükada’da dikkat çeken yapıların başında dört adet Camii gelmektedir. Bu yapılar içerisinde en öne çıkanı ise, 2. Abdülhamid tarafından yaptırılan Hamidiye camisidir. Mimari açıdan batı etkisi ile yapımı tamamlanmış olan camii, Ada Sokağında yer almaktadır.
Kıyı kesiminde bulunan Ayios Dimitrios Kilisesi’ de en önemli yapılardan bir tanesidir. Adada bulunan Ortadoks cemaati büyük ayinlerini burada gerçekleştirmektedir. Tarihi açıdan büyük eserler bulunan yapıda olağan üstü bir atmosfer mevcuttur.
Adanın en yüksek mevkiinde Aya Yorgi Kilisesi ve Aya Yorgi Manastırı yer alır. İlk yapı M.S 6. yüzyılda yapılmıştır. Bu alanda birçok kilise ve manastırın kalıntıları da yer almaktadır.
İsa tepesinde Hristos Kilisesi, Manastırı ve Rum yetimhanesi yer almaktadır. Rum yetimhanesi harabe olmasına rağmen günümüzün hala en büyük ahşap tek parça yapılarındandır.